DÄ°NLEDEBÄ°YAT
Atın yiÄŸidi kendine kamçı vurdurmaz.
PARAGRAF ANLAMI KONU TESTÄ°-2
​
(Testin "dinledebiyat.com" adresini kaldırmamak kaydıyla pdf olarak indirilip
çoÄŸaltılmasında sakınca yoktur. Ancak herhangi bir yayın organında yayımlanması yasaktır.)
İnsanlığın var oluşundan bu yana, doğadaki bitkiler tıp
alanında kullanılmıştır. Bunlardan biri de funda bitkisi olarak
da bilinen süpürge otudur. Hani eskiden evleri süpürmek
için kullanılan süpürgeler var ya ondan bahsediyoruz
iÅŸte. Süpürge otu halk arasında funda bitkisi veya otu olarak da
bilinir. Bilimsel adı ise Calluna vulgaris‘tir. Çalı formunda olan
bitki yaz-kış yeÅŸil haldedir. YetiÅŸmesi için ekstra bir özen
göstermeye gerek olmayan süpürge otu, hemen her iklimde
kendine elveriÅŸli ortam bulabilir. Yüzyıllardır tıp alanında
kullanılan süpürge otu, sepet ve süpürge yapımında kullanıldığı
için bu adı almıştır. Aslında birçok yerde bilinen ismi funda
bitkisidir. Anavatanı, Avrupa olan bitki, ülkemizde de çok
rahatlıkla yetiÅŸebilir. Hemen dikkat çeken pembe ve morumsu
çiçekleri vardır.
​
1. Yukarıdaki parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisi
ağır basmaktadır?
​
A) Öyküleme
B) Tanımlama
C) Karşılaştırma
D) Açıklama
E) Betimleme
Yaz tatili gelince bizim eve yeÄŸenlerim geldi. Bize
gelmelerindeki en büyük sebep balığa gitme sözü vermem
oldu. Geldikleri gün üç tane olta takımı aldık ve nehre doÄŸru
yola çıktık. UlaÅŸtığımızda ilk iÅŸimiz oltaları hazırlamaktı. Ä°lk
önce olta makinasını göstererek, “Misinanın sarıldığı ve
yanındaki kol vasıtasyla kontrol edildiği bu alete olta makisanı
denilir.” ÅŸeklinde izah ettim. Sonra olta takımını beraberce
hazırlayıp, balık tutma iÅŸlemine geçtik.
2. Yukarıdaki parçada aÅŸağıdakilerden hangileri kullanılmıştır?
​
A) Betimleme- Açıklama
B) Öyküleme- Tanımlama
C) Betimleme- öyküleme
D) KarşılaÅŸtırma- öyküleme
E) Tartışma- Açıklama
Eskiden mahalle savaşları yapardık. Aşağı mahalle ile orta
mahalle arasında... O zaman okula gitmediÄŸimize göre beÅŸ altı
yaşlarındaydık demek ki. Bu savaşlar taşla oluyordu. En iyi
savaÅŸçı en iyi taÅŸ fırlatan demektir. Ben iyi bir savaÅŸçı deÄŸildim
bu arada. Attığım taÅŸlar çoÄŸunlukla rakip çocukların ayaklarının
önüne düÅŸerdi. Bu durumla birde alay ederlerdi, ağızlarını
şişirip sonra ağızlarındaki havayı dudaklarının arasındaki ince
bir boÅŸluktan geçirerek çıkarttıkları tuhaf sesle. Çok üzülürdüm
buna.Fakat en son savaşımız öyle olmadı. Yerde küçültülmüÅŸ
bir ufo gibi duran yassı bir taşı elime aldığımda herşeyin farklı
olacağını hissetmiÅŸtim sanki. Var gücümle fırlattım düÅŸman
üstüne. DüÅŸman tarafından bir “ahhhhhh” sesi yankılandı.
ArkadaÅŸları “durun, durun!” diye bağırıyorlardı. Durduk,
durmakla kalmadık derin bir merakla düÅŸman tarafına geçtik.
GördüÄŸümüz ÅŸey bizi ÅŸoke etti. Rakip çocuÄŸun dizden aÅŸağısı
sanki iple tutturulmuÅŸ bir tahta parçası gibi sallanıyordu. Bir
çıkık vakası ile karşı karşıyaydık. Birisi “Ä°ÅŸte ÅŸu taÅŸ yaptı bunu!”
dedi. Baktım, bu benim küçültülmüÅŸ ufomdan baÅŸkası deÄŸildi.
3.Yukarıdaki parçanın anlatımında aÅŸağıdakilerden hangisine
başvurulmamıştır?
A) Karşılaştırma
B) Benzetme
C) Tanımlama
D) KiÅŸisel görüÅŸlerini belirtme
E) Alıntı yapma
Bir cumartesi günü Yaman ile hazırlandık. Azığımız,
fiÅŸeklerimiz, tüfeÄŸimiz, av kıyafetlerimiz ve dizimize yakın
mesafede biten çizmelerimiz vardı. Traktöre atladık. Yaklaşık
yarım saat sonra BeyÅŸehir gölünün sazlıklarına ulaÅŸtık.
Traktörü bıraktık ve yürüyerek sazlıkların içinde yol almaya
baÅŸladık. Daha öncesinde balıkçılar yol izi yapmasalar
sazlıkların içinde yürümek gerçekten bir iÅŸkence olacaktı bizim
için. Ancak balıkçıların yaptığı yaklaşık 30-40 santim enindeki
yoldan giderken bile yola doğru kırılmış bir kamışın boynunuza
ya da yüzünüze sürtüp kesmesi içten bile deÄŸildi. On dakika bu
ÅŸekilde yürüdük. Sonunda kamışlıktan çıktık ve bütün
haşmetiyle karşımızda bize bakan yeşil ve mavinin tonları ile
bezenmiÅŸ BeyÅŸehir Gölü’nün yosunumsu kokusunu zevkle
içimize çektik.
4. Yukarıdaki parçanın anlatımıyla ilgili aÅŸağıdakilerden
hangisi söylenemez?
​
A) Niteleyici sözcüklere yer verilmiÅŸtir.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Olaylar oluÅŸ sırasına göre verilmiÅŸtir.
D) Anlatıma duygular katılmıştır.
E) Örneklere yer verilmiÅŸtir.
O konuda kesin bir ÅŸey söyleyemem. Ancak ÅŸiirde asıl olanın
duygular olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Bu da yaÅŸla alakalı deÄŸil
bence. Ancak duyguların estetik bir şekilde ifadesinde ise yaşla
beraber gelen tecrübenin devreye girdiÄŸini söyleyebilirim.
Bunun sonucunda ortaya estetik zevki okÅŸayan ve nesillerce
okunagelen ÅŸiirlerle karşılaşıyoruz. Ancak çok genç yaÅŸta ÅŸiir
yazıp bu ÅŸiirleri ile asırlar öncesinden bize seslenen ve zevkle
okuduğumuz şairlerimizin varlığını da yok sayamayız.
5. Yukarıdaki parça aÅŸağıdaki sorulardan hangisine karşılık
söylenmiÅŸ olabilir?
​
A) Şiirde asıl anlatılması gereken nedir?
B) Şairin yaşının şiirin kalitesine etkisi var mıdır?
C) Åžiir ve tecrübe arasında iliÅŸki var mıdır?
D) Kaliteli ÅŸiir sizce ne demektir?
E) Genç ÅŸairler kaliteli ÅŸiir yazabilirler mi?
(1)Bilim adamları hasar gördüÄŸünde aynı yılan derisi gibi
sıyrılarak kendini yenileyen bir materyal geliştirdi.
(2)American Amerikan Kimya TopluluÄŸu dergisi Langmuir’de
yayınlanan araştırmada yeni geliştirilen materyal tanıtıldı.
(3)Lotus yaprakları , su böcekleri gibi doÄŸada su itici yani
hidrofobik özelliÄŸe sahip bir çok örnek vardır.(4) Bilim adamları
bu örneklerden yola çıkarak doÄŸayı taklit için özel yüzeyler
yaratıyor.(5) Süperhidrofobik yüzeyler olarak adlandırılan bu
kaplamaların yağmuru kaydırmak ve kendi kendini
temizlemek gibi özelliÄŸi olan pencereler ya da farklı medikal
cihazlar için kullanım alanları ÅŸimdiden belirlenmiÅŸ durumda.
6.Yukarıdaki parça ikiye ayrılmak istense ikinci parça
numaralı cümlelerin hangisiyle baÅŸlar?
​
A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5
​
Åžiire küçük yaÅŸta baÅŸlayan Namık Kemal’in ilk ÅŸiirlerinde,
tasavvufun ve eski edebiyatın etkileri görülür. (I)Bu süreçte
YeniÅŸehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi Divan ÅŸairlerden
etkilenmiÅŸtir. (II)Åžinasi’yle tanışıp Avrupa’ya gittikten sonra
artık yeni edebiyatı benimsemiş, şekil olarak eskiye bağlı olsa
da içerik olarak yepyeni bir ÅŸiir anlayışına sahip olmuÅŸtur.
(III)Sanatçının bir diÄŸer ilgi alanı ise tiyatrodur (IV)Toplumsal
konuları “vatan, millet” gibi kavramları öne çıkararak iÅŸlediÄŸi
için “Vatan Åžairi” diye de isimlendirildi. (V) Åžiirleri topluluklara
hitap eder gibi yazan ÅŸair özellikle ÅŸiirlerindeki görüÅŸleri ile
kendinden sonraki bir çok sanatçı ve devlet adamını
etkilemiÅŸtir.
7.Yukarıdaki parçada anlatımın akışını numaralı cümlelerden
hangisi bozmaktadır?
​
A) I B) II C) III D) IV E)V
​
​
... çünkü roman ÅŸiire göre eskiden beri daha fazla tercih
edilegelmiÅŸtir. Çevremize baktığımızda kaç kiÅŸinin ÅŸiir kitabı
aldığını görürsünüz? Bu önceden beri böyleydi. ÖÄŸrencilik
yıllarımı hatırlıyorum da aldığım romanların sayısını
hayırlamıyorum. Çevremdeki insanlar için de dün ne ise bugün
de aynı. Romandaki olaylar zinciri insanı içine çekerek insana
adeta ikinci yaşamı hisesetmesini sağlıyor.Bu nedenle roman
geniş kesimlerce daha rahat anlaşılabiliyor ve tercih ediliyor.
Tanzimat’tan beri böyle bu durum. Tanzimatçılar sade, halkın
anlayabileceği şekilde yazalım demişler ancak şiirde bu sonuca
ulaşamamalarına rağmen romanda kısmen başarmışlardır. Bu
da daha geniş kesimlerce romanın daha tercih edilir olma
sebeplerinden birisi olmuÅŸtur.
8. Bu parçanın başına aÅŸağıdakilerden hangisinin getirilmesi
uygun olmaz?
​
A) “Eskiden ÅŸiir romana göre halk tarafından daha fazla
tercih edilirdi.” diyenlere katılamayacağım
B) Roman okumak ÅŸiir okumaya göre daha kolaydır
C) Roman türünün ÅŸiir türüne göre daha etkili olduÄŸunu
düÅŸünüyorum
D) Şiir, romanın tahtını asla sallayamaz diye
düÅŸünüyorum
E) Romanın edebiyatımıza girmesi ile şiirin etkisinin
azaldığı çok rahat anlaşılır
1999 yılındaki depremde Ankara’daydım. Depremi hissettiÄŸimi
söyleyemem ancak o vakitlerde dışardan insanların
gürültülerini duyup rahatsız olduÄŸumu hatırlıyorum. Patavatsız
bir grup insanın sarhoÅŸ olup gürültü yaptığını zannetmiÅŸtim.
Ne var ki ...
9. Yukarıda ... ile gösterilen yere parçadaki düÅŸüncenin
akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Marmara’da çok büyük bir deprem olmuÅŸ ve binlerce
insan yaşamını kaybetmişti.
B) İnsanların depremi hissettikleri an bir şey
düÅŸünemeden kendilerini dışarı atabileceklerini
düÅŸünemedim
C) O zaman da bugün de insanların hiçbir sebeple
başkalarını rahatsız etmemesi gerektiğini
düÅŸünüyorum.
D) İnsanların can havliyle kendilerini dışarı atabildikleri
Ankara’dan uzakta bir çok insanın bu fırsatı
bulamadığından habersizdim.
E) Marmara’da büyük bir yıkım olduÄŸunu ve bu seslerin
onun habercisi olduğunu kavrayamadım.