google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 1983 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "için" kelimesi neden sonuç iliÅŸkisi kurmaktadır?

A) Üç gün Ä°çin Ä°stanbul'a gidecekmiÅŸ.

B) Sorun, bugün için çözülmüÅŸtür.

C) Saha çamur olduÄŸu için maç ertelenmiÅŸ.

D) Bu gezi için ayrılan para azdır.

E) Bu armaÄŸanı sizin için almıştım.

 

 

 

2. "Onun resimlerinde, kompozisyonlar son derece ölçülüdür; renkler tam bir barış halindedir."

Bu cümledeki "barış" kelimesi hangi anlamda kullanılmıştır?

 

A) düzen

B) benzerlik

C) tekdüzelik

 

www.dinledebiyat.com

D) uyum

E) yakınlık

 

 

 

 

3. "Anlam geniÅŸlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut anlam kazanabilir, örneÄŸin, somut anlamıyla 'geçilen yer' demek olan 'yol' kelimesi 'yöntem' anlamına gelerek soyut bir anlam da kazanmıştır."

Böyle bir anlam deÄŸiÅŸmesini örneklendiren kelime, aÅŸağıdakilerin hangisinde kullanılmıştır?

 

A) Bunu yapmaya yürek ister, bu her babayiÄŸidin harcı deÄŸil.

B) Bu gördüÄŸün bulutlar, yaÄŸmur yüklü bulutlardır.

C) Bu daÄŸlar, geçit vermez sarp daÄŸlardır.

D) AÄŸaçlar, ilkyazda bir gelin gibi donanırlar.

E) Yapının güzel bir görünümü vardı; taÅŸ, dantel gibi iÅŸlenmiÅŸti.

 

 

 

 

4. "Biraz daha bekleyemez misiniz?"

‘Daha' kelimesi, aÅŸağıdaki kullanımlardan hangisinde bu cümledekiyle aynı anlamdadır?

 

A) Gideli daha yarım saat bile olmadı.

B) Bundan daha uygun bir öneriniz yok muydu?

C) Bunları daha kimse görmedi.

D) Anlatsana, daha neler gördün?

E) Sizce hangisi daha güzel; bu mu, öteki mi?

 

 

 

 

5. "O,yaÅŸama savaşını, kiÅŸiliÄŸinden aldığı güçle, düÅŸe kalka sürdüren, hep yenilen ama yalnızca yenilgiye yenilmeyen hayat dolu bir insandı."

Bu cümlede altı çizili sözle, anlatılan kiÅŸinin hangi yanı belirtilmektedir?

 

A) BaÅŸarısızlığa uÄŸradığı halde yılgınlık göstermemesi

B) Dayanma gücünü yeni duygularla beslemesi

C) YaÅŸamın bütün acılarını görmüÅŸ olması

D) Başarısızlıktan tedirginlik duymaması

E) Mutluluk duygusuna çok deÄŸer vermesi

 

6. "Onun böyle sözler söyleyeceÄŸini ummazdım."

Hangi cümlede "böyle" kelimesi bu cümledeki ile aynı görevde ve anlamda kullanılmıştır?

 

A) Böyle arkadaÅŸlıklar hiç hoÅŸuma gitmiyor.

B) Böyle söyleme, gücenirim.

C) Böyle güzel bir maç hiç seyretmemiÅŸtim.

D) Olay böyle duyulmuÅŸ anlaşılan.

E) Demek ki o da böyle düÅŸünüyormuÅŸ.

 

 

7. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisi anlamca olumludur?

 

A) Bunu birtakım kurallarla önlemek olur iÅŸ deÄŸil.

B) Adamcağız, sandıkları kadar paralı değil.

C) Gölün kıyısı, filmdeki gibi güzel deÄŸil.

D) Son romanının dili öyle yalın deÄŸil.

E) Köyden kente göçmeyi o da istemiyor deÄŸil.

 

 

8. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde "ÅŸaşırma" anlamı vardır?

 

A) Bu iÅŸi çok geciktirmeden yapar mısınız?

B) Yeşilden daha tatlı renk mi olur?

C) Caddeyi dolduran kalabalıktan geçmek kolay mı?

D) Biraz sonra bir batağın içine dalmayayım mı?

E) Herkes gibi siz de mi o adamı bekliyorsunuz?

 

 

 

9. "Bir tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı, birden çok kelimeyle anlatmaya 'dolaylama' denir."

AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde, dolaylama yoktur?

 

A) Anadolu'da baÄŸ kütüÄŸüne, "omca" denir.

B) Yavru vatandan yapılan ihracatta önemli artışlar oldu.

C) Ormanların kralı, şimdi bir kafeste tutsaktır.

D) Balıkçı, "Derya kuzuları!", diye bağırıyordu.

E) Büyük kurtarıcı, Anadolu'da yeni bir devlet kurdu.

 

 

 

10. AÅŸağıdakilerden hangisi, "Anlatımı nesnel bir nitelik taşıyor." cümlesine anlamca en yakındır?

 

A) SöyleyiÅŸine her yönden özen gösteriyor.

B) Cümlelerinde anlaşılmaz sözlere yer vermiyor.

C) Kavramları benzetmeler ve karşılaÅŸtırmalarla açıklıyor.

D) Anlatımda süsten, özentiden kaçmıyor.

E) DüÅŸüncelerini dile getirirken duygularını katmıyor.

 

 

11. I. SaÄŸlımız için gerekli olan besin maddelerinin bir bölümü sebze ve meyvelerde bulunur.

II. Kızartma, sıkma, kesme, tuzlama gibi iÅŸlemler yiyeceklerin besin deÄŸerini düÅŸürür.

III. Vücudumuz için gerekli besin maddeleri belirlenmeli, aynı besini aynı ölçüde içerenlerin ucuz olanı seçilmelidir.

IV. Simit, poÄŸaça, açma, tost, kek gibi yiyecekler yalnızca karbonhidrat yönünden zengindir.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde düÅŸünce "eksiksiz ve belirli bir kesinlikle" anlatılmıştır?

 

A) I. – II.   B) I. – III.   C) I. – IV.   D) II. – III.   E) II. – IV.

 

12. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde kiÅŸinin iç dünyasına özgü nitelikler ağır basmaktadır?

 

A) Çok az konuÅŸan, hep dinleyen, dünyayla ilgisini kesmiÅŸ bir hali vardı.

B) Güç iÅŸlerde çalışmaktan nasırlaÅŸmış, kara kıllı ellerini çekinerek bana doÄŸru uzattı.

C) KırlaÅŸmış saçları, gülümseyen yüzü, yumuÅŸak ses tonu ona bilgece bir görünüÅŸ veriyordu.

D) Parmaklarında çok sigara içenlerde görülen bir sarılık, sesinde bir paslılık ve konuÅŸmasında da ürkek bir hava vardı.

E) Bir harita kadar çizgili, çiçek bozuÄŸu yüzü, çok acı ve sıkıntı çektiÄŸini gösteriyordu.

 

 

 

13. "Romanlarda 'alçak gönüllülüÄŸün' insana neler kazandırdığı çok iÅŸlenmiÅŸtir de neler kaybettirdiÄŸi üstünde pek durulmamıştır."

Bu yargıdakine benzer bir olumluluk-olumsuzluk iliÅŸkisi aÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?

 

A) Sanatın iyisi ne kadar mutlu bir aydınlıksa kötüsü de o ölçüde ezici bir karanlıktır.

B) Atom gücü gibi bir ÅŸeydir sanat; insanoÄŸlu onu, yapmak için de kullanabilir, yıkmak için de.

C) Sanatın gerçeÄŸi, hem sanatçıyı hem çevresini tedirgin eder; sahresiyse tedirgin etmez, kafasını, yüreÄŸini' körletir.

D) Ne sanat bilimden ne bilim sanattan çıkar; ama birinin olmadığı yerde öteki de yoktur.

E) Gerçek sanatçı bilginliÄŸe özenmediÄŸi gibi gerçek bilgin de sanatçılığa özenmez.

 

 

 

 

14. "Genç sanatçı, getirdiÄŸi yeni ses ve seçkin hikâye tadıyla, hikâyeciliÄŸimiz: için ÅŸimdiden, daha bu ilk kitabıyla bir kazanç sayılmalıdır."cümlesinde "ÅŸimdiden" sözü hikâyecinin hangi yönünü belirtmektedir?

 

A) Hikâyelerinin yapı ve anlatım bakımından kusursuzluÄŸunu

B) HikâyeciliÄŸimizde yeni bir çığır açacağını

C) Åžimdiye kadar görülen en baÅŸarılı sanatçı olduÄŸunu

D) Ä°leride daha baÅŸarılı bir sanatçı olacağını

E) Gelecekteki ürünlerinin de hikâye türünde olacağını

 

 

 

15. "Her nedense bir hikâye seçin 'Roman öÄŸeleri taşıyor, romancı tavrıyla yazılmış' derseniz, bu övgü sayılır da bir roman için 'Hikâyeci kaleminden çıkmış, hikâye özellikleri ağır basıyor.' derseniz, yergilerin en acımasızını yaptığınız sanılır. KuÅŸkusuz yanlıştır bu."

Bu parçada yanlışlığından söz edilen düÅŸünce aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Romanın dil örgüsünün hikâyeninkinden farklı olduÄŸu

B) Güzel roman yazmanın, güzel hikâye yazmaktan daha zor olduÄŸu

C) Hikâyenin romana göre farklı bir yöntemle yazıldığı

D) Romanın, hikâyenin geniÅŸletilmiÅŸ bir biçimi olduÄŸu

E) Roman türünün, hikâyeden, daha üstün nitelikler taşıdığı

 

16. "Beni genel deÄŸer yargılarıyla anlamaya çalışanları anlayamam." der Yahya Kemal. "Ben bir sanatkârım, bir sentezim. Ä°klim, çevre, kültür, zaman hepsinin oluÅŸturduÄŸu bir sentez. Yani sadece kendime benzerim."

Kendisinden böyle söz eden bir sanatçının ağır basan niteliÄŸi aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) çok yönlülük

B) yaratıcılık

C) üstün yeteneklilik

D) olaÄŸanüstülük

E) özgünlük

​

​

17. "Memduh Åževket Esendal, sanatçıları, 'toplumun önünden gidenler ve ardından gidenler’ diye ikiye ayırıyor. Birincilere 'topluma ışık tutanlar', ikincilere de 'ayna tutanlar' diyor."

AÅŸağıdaki görüÅŸlerden hangisi "toplumun ardından giden" bir romancı tarafından benimsenemez?

 

A) Roman bir toplumsal tutanaktır.

B) Romancı toplum gerçeklerini, his ve hayale kapılmadan, yansız olarak vermelidir.

C) Sanatçının amacı gerçeÄŸi kopya etmek deÄŸil yeniden kurmaktır.

D) Roman ahlakın aynasıdır; gördüÄŸünü olduÄŸu gibi yansıtır.

E) Toplum ne ise roman da odur.

 

 

 

18. Bir kıyı kahvesinin önündeydi vapurumuz. Sait Faik 'Åžu kahveyi anlatmak istersen söze nereden baÅŸlarsın?' dedi. 'Ä°lk gözüne çarpan ÅŸeyler nelerdir? Sınav sorusu gibi bir ÅŸeydi. Birden ÅŸaşırdım; kahvenin duvarına asılmış Ä°ran Åžahı ile Atatürk'ü gösteren renkli resimlere güzüm takıldı: 'Bu resimlerle baÅŸlarım, sonra kahvenin içindekileri anlatırım.' dedim. Sait kızdı, 'Hikâye, duvarda deÄŸil, orada oturan Ä°htiyar adamda.’ dedi."

AÅŸağıdakilerden hangisi, Sait Faik'in anlatmak istediÄŸine ters düÅŸer?

 

A) Yazarlıkta, görülecek ÅŸeyin ne olduÄŸunu bilmek gerek.

B) Ä°nsan, hikâyede önemli bir öÄŸedir.

C) Yazar, her ÅŸeyi anlatmaya her gözlemi vermeye çalışmalıdır.

D) Konuya, ayrıntılardan girmek sakıncalıdır.

E) Hikâyede, ancak, önemli noktalara ağırlık verilir.

 

 

 

19. ”Alaine, yazılarında kendi kanılarını aşılamaya kalkmıyor. Onu okurken birçok konuda onun gibi düÅŸündüÄŸümü görüyorum. Dediklerini yanlış bulduÄŸum, sinirlendiÄŸim oluyor. Gene de kitabı kapatmıyorum, kapatamıyorum. Beni, kendi düÅŸüncelerimi, kanılarımı incelemeye götürüyor çünkü. Okurunun inandıklarım, kanılarım pekiÅŸtiriyor. Kendi açıldıkça, karşısındakini de açıyor."

Paragrafa göre, bu yazarın yazılarında, aÅŸağıdaki niteliklerden hangisi yoktur?

A) sürükleyicilik

B) duygusallık

C) düÅŸündürücülük

D) nesnellik

E) eÄŸiticilik

 

20. "Tutumlarını yerdiÄŸim aydınlarımızın, belirli bir konu üzerinde düÅŸünmek, bu konu üstünde daha önceden söylenmiÅŸ sözlere kendi düÅŸüncelerini katmak çabalarını pek görmüyoruz. Güç geldiÄŸinden olmasa gerek; daha çok 'Yanılırsak halimiz nice olur? Bizim için ne söylerler?' düÅŸüncesinden."

Parçada sözü edilen aydınların eleÅŸtirilen yanı, aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Eleştirilere kapalı olmaları

B) DüÅŸünce yönünden tutarlı olmamaları

C) Yanlı davranmaları

D) Kendilerine güvenmemeleri

E) Yeni düÅŸüncelere sahip olmamaları

1983 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

1983 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

21. "Yazarın elbette bir hayal gücü vardır. Öyle olmasa deÄŸiÅŸik tipleri nasıl yaratabilirdi? Ama gerçekçi yazarın kurduÄŸu hayal, geliÅŸigüzel bir hayal deÄŸildir; yaÅŸanılanlardan edinilen deneyime, bir dünya görüÅŸüne dayanır. Bunun için gerçekçi yazarın hayal gücü, deneyimlerinden ayrılmaz; bu deneyimleri genelleÅŸtirir, deÄŸerlendirir."

Bu paragraftan aÅŸağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

 

A) Kimi yazarların hayalleri belirli bir yaÅŸam anlayışının ürünüdür.

B) Yazarlar tipleri yaratırken gerçeklerden de yararlanır.

C) Deneyimlerinden yararlanan.,yazarın dünya görüÅŸünü hayaller oluÅŸturur.

D) Gerçekçi yazar, hayallerini deneyimleriyle güçlendiren bir kiÅŸidir.

E) Hayal gücü, yazarların sık sık baÅŸvurdukları bir kaynaktır.

 

​

 

 

22. "Edebiyatımız karamsar mı, deÄŸil mi? Tartışılması gereken bir konu. Yalnız önce ÅŸunu belirtmeliyim: Karamsarlık konusunda sorun, en kötüyü, en dertliyi anlatmak sorunu deÄŸildir. Sorun, en kötüye, en dertliye bakış sorunudur. Yani yazarın gerçeÄŸe bakışı, gerçeÄŸe yaklaÅŸma biçimidir. Çünkü acıyı dile getirmek baÅŸka ÅŸeydir, karamsar olmak baÅŸka ÅŸey."

AÅŸağıdaki cümlelerden hangisi, bu paragrafta söylenmek istenenle aynı doÄŸrultudadır?

 

A) Aynı konuyu iÅŸleyen iki yazardan birinin eseri karamsar öbürününki iyimser olabilir.

B) Karamsarlık sorununu tartışırken yazının konusundan çok, yazanın durumuna bakılmalıdır.

C) GerçeÄŸi ele alıyorsa, yazarın karamsar olup olmaması önemli deÄŸildir.

D) Sorunların özüne inebilen yazar, ya karamsar ya da iyimser olmak zorundadır.

E) Bir yapıtın iyimser ya da karamsar olması edebiyatımız açısından önem taşımaz.

 

 

23. ”Eski bir geçmiÅŸi olan Türk romanını, Avrupalı gözüyle inceleyen, onun zayıf ve güçlü yönlerini gösteren, sanat eÄŸilimlerini saptamayı amaçlayan denemelerimiz yok. Hiçbir yazarımız, romanımızı, temsilcilerinden okuyup anlamaya çalışmıyor; yapıtlar üzerinde ciddi tartışmalar yok. Bir yazarımızdan söz edilmesi için onun ölmüÅŸ olması gerekiyor. Denilebilir ki, eleÅŸtiriyle 'mersiye'nin iç içeliÄŸi bize özgü bir durumdur."

Bu paragrafta yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

 

A) Aydınlarımızın edebiyata ilgisiz kalmalarından

B) Eskiliğine rağmen romanımızın gelişmemiş olmasından

C) Romancılara, hayattayken gereken önemin verilmemesinden

D) Ülkemizde batılı anlayışta eleÅŸtiri yapamamasından

E) Romana, öteki türlerden daha az ilgi gösterilmesinden

24. "Hamlet, deÄŸiÅŸik kiÅŸi ve toplumlarca farklı yorumlanabilmektedir. DonkiÅŸot için de durum aynıdır. DonkiÅŸot'u, soyluların yıkılmakta olan deÄŸerlerini alaya alan bir yapıt olarak deÄŸil, tek başına kalsa bile doÄŸruya, haklıya, güzele olan inancı savunma yürekliliÄŸi olarak yorumlayanlar vardır. Balzac'ın romanlarına da benzer yaklaşımla yeni anlamlar kazandırılmaktadır."

Bu açıklamaya göre sanat yapıtı için, aÅŸağıdakilerden hangisi söylenebilir?

 

A) Özü yönünden geleceÄŸe dönük olmalı.

B) Güncel olay ve olguları anlatmaktan kaçınmalı.

C) Bakış açılarına göre deÄŸiÅŸik boyutlar içerebilmeli.

D) İletisinin (mesajının) ne olduğu belirgin olmamalı.

E) Evrensel deÄŸer yargılarının dışına çıkılmamalı.

 

 

​

​

​

 

25. "EleÅŸtirel düÅŸünme becerisini kazanmış kiÅŸi, birtakım düÅŸünce kalıplarının içinde kalamaz. Onları yan yana getirir, üst üste dizer, yığar, aralarında bağıntılar kurar. Kısacası hazır bilgiler taşıyan bir kafa olmaktan çıkar."

Parçada sözü edilen beceriyi kazanmış bir kiÅŸi için aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) ÇeÅŸitli görüÅŸleri aktaran

B) EzberciliÄŸe karşı çıkan

C) Yeni kavramlar oluÅŸturabilen

D) Yeniliklere açık olan

E) Olaylar arasındaki iliÅŸkileri görebilen

 

 

​

​

 

 

26. "Tolstoy'un çok hoÅŸ bir fıkrası vardır: Kendisine ÅŸiirlerini okuyan bir hevesliye Tolstoy, 'PuÅŸkin'in ÅŸiirlerini okuduÄŸum zaman dizelerin (mısraların) niye alt alta geldiÄŸini düÅŸünmüyorum da, sizin yazdıklarınızı okurken dizeleri niye yan yana dizmediÄŸinizi anlamıyorum.’ der."

Bu parçada aÅŸağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?

 

A) PuÅŸkin'in ÅŸiirleri, ölçülü ve uyaklıdır.

B) Gerçek ÅŸiir, düzyazıya çevrilemez.

C) Bu genç ÅŸairin ÅŸiirleri, Ölçüsüz ve uyaksızdır.

D) Ölçü ve uyak, bir başına, ÅŸiiri ÅŸiir yapmaz.

E) Ä°yi ve kötü ÅŸiir dizelerin yapısından belli olur.

 

​

​

​

27. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde arasöz, dolaylı tümleç göreviyle kullanılmıştır?

 

A) Islak ve yapışkan hava, insanı bunaltacak biçimde gittikçe koyulaşıyordu.

B) Ses, Ä°yi ve etkili kullanılırsa, oyuncuyu baÅŸarıya ulaÅŸtıran bir araçtır.

C) YaÅŸlı adam onu, kara kuru çocuÄŸu, aÄŸlayarak göÄŸsüne bastırdı.

D) Kitap okuyanlardan biri, emekli öÄŸretmen Zeki Bey, ağır ağır yerinden kalktı.

E)YeÅŸilyurt'taki evlerine, özlemini çektikleri yere, dönmek istiyorlardı.

 

​

​

 

 

28. "Karikatür" kelimesi, aÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde sözde özne göreviyle kullanılmıştır?

 

A) Karikatür, iletiÅŸim gücünün yüksekliÄŸi nedeniyle sevilir.

B) Karikatür, sanatların en dinamik olanıdır.

C) Karikatür, toplumsal deÄŸiÅŸimlerin aynasıdır.

D) Karikatür, yirminci yüzyılın etkin sanatlarındandır.

E) Karikatür, güldürmekten çok düÅŸündürmelidir.

 

 

 

 

29. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde, soru anlamı, bir zamirle saÄŸlanmıştır?

 

A) Bunca sıkıntıya neden katlandınız?

B) Bu romanı benden sonra ki m okumak ister?

C) Bu çiçeklere kaç para verdiniz?

D) Kaçıncı katta oturduÄŸunu söyledi mi?

E) Bana gizlice ne söylediÄŸini biliyor musunuz?

 

 

 

​

​

 

30. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde -ce eki, eklendiÄŸi kelimenin anlamında bir küçültme yapmıştır?

 

A) YumuÅŸakçalar omurgasız, suda yaÅŸa yan, kabuklu hayvanlardır.

B) Çocuklar büyükçe bir binanın önünde birdirbir oynuyorlardı.

C) Çocukların kendisini askerce selamlamasından çok hoÅŸlanırdı.

D) O, bu insanca davranıştan mutlaka etkilenir.

E) Okulda buluÅŸup topluca sinemaya giderler.

 

 

​

​

​

​

​

 

31. "Anlattıkları ÅŸeylerin niteliÄŸine göre fiiller, kılış fiilleri (almak, taşımak, kazmak… gibi), durum fiilleri (yatmak, susmak, durmak… gibi), oluÅŸ fiilleri (doymak, uzamak, kararmak… gibi) diye adlandırılır."

AÅŸağıdakilerden hangisinde, yukarıda sözü edilen fiillerin tümü örneklendirilmektedir?

 

A) delmek, dizmek, ezmek

B) solmak, susmak, acıkmak

C) aÄŸlamak, oturmak, büyümek

D) yolmak, kırmak, saçmak

E) atmak, kalkmak, sararmak

 

​

​

​

​

​

​

32. AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde görme ve dokunma duyularına seslenen ayrıntılar bir arada verilmiÅŸtir?

 

A) Sararmış kâğıt parçasındaki ÅŸiiri okudukça anıların, eski günlerin içine dalıyordu.

B) Adamın gürültülü, peltek konuÅŸmasını dinledikçe sıkıntıdan terliyordu.

C) Bursa ipeklisi gibi yumuÅŸak, san, dalgalı saçlarını okÅŸadıkça bir mutluluk duyuyordu.

D) Uzayıp giden bu çorak, bomboz topraklara baktıkça içine bir sıkıntı çöküyordu.

E) Erzurum taşından yapılmış yüzüklere, iÅŸlenmiÅŸ renk renk kolyelere hayranlıkla bakıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

33. "GüzelliÄŸin görece olduÄŸu doÄŸru deÄŸildir. Toplumu oluÅŸturan bireyler birçok' güzel' tanımında birleÅŸiyor. Bir bakıma moda konusuna benziyor bu. Moda, baÅŸlangıçta bir tür kiÅŸisel ve yaratılan güzelliktir; yeni olduÄŸu için de görecedir. Ancak bu yaratılan güzellik gerçekte ortak bir çabanın ürünüdür. Eliot'un dediÄŸi gibi 'Bugün geçmiÅŸle yönetilir; geçmiÅŸ de bugünle deÄŸiÅŸime uÄŸrar.' Nitekim bunun böyle olduÄŸunu, güzelliÄŸin ortak bir çabadan kaynaklandığını, son yıllarda yapılan on araÅŸtırmadan sekizi doÄŸruluyor."

Bu parçada öne sürülen düÅŸünceyi açıklamak için ÅŸu yollardan hangisine baÅŸvurulmamıştır?

 

A) Tanımlamaya yer verme

B) Örneklendirmeye gitme

C) Karşılaştırmaya başvurma

D) Tanık gösterme

E) Sayısal verilerden yararlanma

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

34. "1940 ÅŸiiri, kendinden önceki ÅŸiire bir tepkidir. Daha doÄŸrusu o ÅŸiirde bulunmayan özelliklerin ardına düÅŸmüÅŸtür. Åžiirimiz, bir yandan ÅŸairin diline baÄŸ olan engellerden arınırken, bir yandan da hayata yönelmiÅŸtir. Åžiir masa başı ürünü olmaktan çıkmıştır. Hayatla alışveriÅŸini sürdürerek hemen her türlü konunun kapısını çalmıştır. DüÅŸünceye ağırlık vermiÅŸ, sıradan insanın hayatına ayna tutmuÅŸtur bu ÅŸiir."

Parçaya göre 1940'tan önceki ÅŸiirimiz için aÅŸağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?

 

A) Konuların iÅŸleniÅŸi bir çeÅŸitlilik göstermez.

B) Yazılanla yaÅŸanılan arasında bir baÄŸlantı görülmez.

C) Belirli konuların dışına çıkılmaz.

D) Belirli kurallara uyma zorunluluğu vardır.

E) Duygunun ve düÅŸ gücünün payı büyüktür.

 

 

CEVAP ANAHTARI

​

1-C 2-D 3-A 4-D 5-A 6-A 7-E 8-D 9-A 10-E 11-E 12-A 13-B 14-D 15-E 16-E 17-C 18-C 19-B 20-D 21-C 22-A 23-D 24-C 25-A 26-D 27-E 28-A 29-B 30-B 31-E 32-C 33-B 34-E

bottom of page