google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0 2005 Üniversite Sınavında Çıkmış Dil Bilgisi Soruları I dinledebiyat
top of page

1.  Bir romancıyla ilgili aÅŸağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuÅŸmamaktadır?

 

 A) Ä°ÅŸlediÄŸi konuyu, çizdiÄŸi ve betimlediÄŸi karakterleri, bunlar arasındaki iliÅŸkileri bugüne deÄŸin baÅŸka hiçbir romancının yansıtmadığı bir biçimde vermiÅŸtir. (özgünlük)

B) Anlatımını oluÅŸturan söz deÄŸerlerini seçerken dilin sunduÄŸu tüm olanaklardan yararlanmış, bunları kılı kırk yaran bir tutumla kullanmıştır. (titizlik)

C) Okurken söyleyiÅŸ güçlüÄŸü yaratmayan, anlamları herkesçe bilinen sözcükleri seçerek konuÅŸma dilinin özelliklerini içeren, kısa cümleler kurmuÅŸtur. (akıcılık)

D) Anlatımındaki ayrıntı zenginliÄŸi, ayrıntıları iÅŸlevsel bir biçimde veriÅŸi onun söylemine inandırıcı bir nitelik kazandırmıştır. (evrensellik)

E) Dili, inceliklerine dikkat ederek güzel bir biçimde kullanması, onun her dönemde okunan, yapıtlarını yaÅŸadığı günlerin sınırı dışına taşıyan bir yazar olmasını saÄŸlamıştır. (kalıcılık)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2.  Bir yazar ÅŸöyle diyor: “Sözcüklerin dediÄŸini anlıyorum, bütün özelliklerini biliyorum, hepsinin tadına varıyorum; ama onları yan yana getirirken yeni çaÄŸrışımlar yaratamıyorum.”

 

Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Çok kullanılan sözcükleri yeÄŸlememek B) Birbirinden kolayca ayıramamak C) YerleÅŸik kullanımların dışına çıkamamak D) Aralarında anlam iliÅŸkisi kuramamak E) Yapıtın içeriÄŸine göre biçimlendirememek

 

 

 

 

 

 

3.  Bu sanatçımız için bir dili bilmek, o dilin edebiyatını bilmek demektir. O edebiyatın gizli kalmış köÅŸelerinde yatan ÅŸiirleri, öyküleri bilmek demektir. Gerek Türkçe gerekse Fransızca yazdığı yazılarda, zaman zaman öyle alıntılar yapar ki ÅŸaşırır kalırsınız. Halk ÅŸiirimizden, özellikle tekke ÅŸiirimizden; ama aynı zamanda bir Yunan, bir Bizans, bir Ä°ran ÅŸiirinden… Resim, heykel, yazın gibi hangi sanat dalından bir ürün ortaya koyarsa koysun, bunu, oksijeni bol bir ortamda oluÅŸturmuÅŸ bir sanatçımızdır o.

 

Bu parçadaki altı çizili söz, anlatılan sanatçının hangi özelliÄŸini belirtmek için kullanılmıştır?

 

 A) Edebiyatın, bütün sanatların temeli olduÄŸunu düÅŸünme

B) Yapıtlarını oluÅŸturmada ayrıntılara önem verme C) Edebiyatımızla baÅŸka edebiyatlar arasındaki benzerlikleri yansıtma

D) Herkesçe bilinmeyen sanat ürünlerini ortaya çıkarma

E) Çok zengin bir sanatsal kaynaktan beslenme

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

4.  OkuduÄŸumuz romanlar, öyküler yazınsallığın toprağında üretilmiÅŸ uydurmacalardır bir bakıma. Ne var ki okuma eyleminin doÄŸasından gelen bir yönlendirmeyle unutuyoruz bunu. Okurken, içinde bulunduÄŸumuz ortamdan kopuyor, yazınsal ürünlerin bize sunduÄŸu dünyayı gerçek yaÅŸamın üstüne çıkarıyoruz.

 

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) Yansıtılan çirkinlikleri görmekten kaçınma

B) Asıl gerçeÄŸin okuduklarımız olduÄŸuna inanma

C) Anlatılanları düÅŸ gücüyle sınırlandırma

D) Yaşamı değişik boyutlarıyla algılama

E) Olayları, olguları kiÅŸisel ölçütlerle deÄŸerlendirme

 

 

 

 

5.  Neredeyse elli yıldır sanat çevreleriyle içli dışlıyım. Nice yazar tanıdım. Kimileri düÅŸ kırıklığına uÄŸratmadı beni. Kimilerini ise tanıdığıma tanıyacağıma piÅŸman oldum. Birçok ünlü yazar için: “KeÅŸke hiç karşılaÅŸmasaydım onunla; köÅŸemde oturup güzel güzel kitaplarını okusaydım.” diye düÅŸündüm. Ne yalan söyleyeyim, o yazarların kitaplarını okumaktan aldığım tat, kiÅŸiliklerinin karaltısıyla gölgelendi.

 

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

 A) Bazı yazarları kiÅŸisel özellikleriyle tanımanın, onların yapıtlarından duyulan hazzı azaltması

B) Sanatçıları gerçek yönleriyle tanıyamamanın okurları onlardan uzaklaÅŸtırması

C) YaÅŸamdan kopuk bir yazarın, yapıtlarıyla okur üzerinde olumsuz izlenimler yaratması

D) Kendini yapıtlarında gizleyen sanatçıların, güç okunması

E) Yazarların yaÅŸamlarıyla yapıtlarının belirli yönlerden örtüÅŸmesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6.  (I) Ortaokul yıllarımda arkadaÅŸlarla dersten çıkar çıkmaz, okulumuzun bulunduÄŸu tepeden iner, güzelim gül bahçeleriyle çevrelenmiÅŸ evlerin önünden geçerek kıyıya koÅŸardık. (II) Dalgalarla oynarken içimizden biri bağırırdı: “Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam, böyle sürü halinde geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde. (IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları atanları gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiÄŸini, zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiÄŸini nasıl anlatabilirdim onlara?

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?

 

 A) I.           B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

 

 

 

7.  Bir yazar ÅŸöyle diyor: “DüÅŸüncenin canı kısa sözde, onun yoÄŸun anlatımındadır.”

 

Bu cümlede anlatılmak istenen aÅŸağıdakilerden hangisidir?

 

A) DerinliÄŸi olmayan düÅŸünceler daha kolay anlaşılabilir.

B) Güçlü anlatım, saÄŸlam bir düÅŸünce yapısı gerektirir.

C) Bir düÅŸünceyi özetlerken ana noktalar üzerinde durmak gerekir.

D) Sözü uzatmak, anlatımı gereksiz sözlerle doldurmak düÅŸünceyi gölgeler.

E) Kısaltılarak anlatılan bir düÅŸünceyi, hemen herkes anlayabilir.

 

 

 

 

 

 

8.  (I) Sanatçı bu yapıtında, öteki yapıtlarından deÄŸiÅŸik bir yöntem izleyerek bireylerin gündelik yaÅŸamdaki çatışmalarını anlatmaktan kaçınıyor. (II) O, bu yapıtında çok farklı bir düÅŸünceden yola çıkarak yazdıklarını, dünün bugünü, bugünün de yarını aydınlatacağı düÅŸüncesine dayandırıyor. (III) Bunun için de kent ve köy yaÅŸamından deÄŸiÅŸik kesitler sunuyor. (IV) Kurmacasal öÄŸelerin dışına çıkmadan gerçekçi karakterler çiziyor. (V) Bu tutumuyla okuyucuyu, derinden etkileyen renkli bir roman ortamına taşıyor.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisiyle “Sanatçı, kimi durumlarda tarihçinin görevini de üstlenen bir yaklaşım içinde olur.” cümlesi arasında anlamca bir iliÅŸki kurulabilir?

 

 A) I.          B) II.          C) III.            D) IV.            E) V.

 

 

 

 

 

9.  Her ressam, aynı doÄŸa parçasını tuvaline farklı biçimlerde yansıtır. ----

 

Bu cümlenin sonuna, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

 

 A) DoÄŸa, her sanatçı için deÄŸiÅŸmez bir konu alanıdır.

B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanatçıdan sanatçıya deÄŸiÅŸir.

C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur.

D) Bunda sanatçının doÄŸayı algılama biçiminin etkisi vardır.

E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz.

 

 

10.  Bu sanatçımız kendisine söylenen: “Eline saÄŸlık, resimlerin çok güzel olmuÅŸ.” türünden basmakalıp sözlerin kendisine bir ÅŸey kazandırmayacağına inanır. Çünkü ----

 

Bu cümlenin sonuna, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

 

 A) onun için önemli olan, yansıtmak istediklerinin anlaşılıp anlaşılmadığıdır.

B) o, yöneltilen eleÅŸtiriler doÄŸrultusunda kendisini geliÅŸtirecektir.

C) onun için sanat, insanları etkileme, belirli duygularla donatma iÅŸidir.

D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleÅŸtirilmesinden yanadır.

E) o, eleştirinin işlevsel bir nitelik taşımasını ister.

 

 

 

​

11.  Bir güvercin ... Beni görünce ürktü . Acaba açık

                                I                                         II                            kalan pencereden mi girdi içeriye?  Oradan oraya

                                                                III

uçuyor dışarı çıkacak bir yer arıyor ! MaviliÄŸi, belki

                                                                  IV

de çok uzaklardaki gemileri görüyor.

                                                                    V

 

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisindeki noktalama iÅŸareti yerinde kullanılmamıştır?

 

 A) I.          B) II.           C) III.            D) IV.            E) V.

 

 

  12.  Bu kent (I), bahar aylarında (II), doÄŸaseverlerin (III), yürüyüÅŸçülerin (IV), bisikletlilerin (V), piknikçilerin gözdesi durumunda. Küçük limanı (VI), yeni yapılan baraj gölü (VII), çam ormanlarıyla bezenmiÅŸ tepeleri (VIII), kır kahveleriyle kent yorgunlarına sığınak oluyor.

 

AÅŸağıdakilerin hangisinde verilen virgüller (,) iÅŸlev bakımından birbirinden farklıdır?

 

A) I. ve II. 

B) III. ve IV. 

C) IV. ve V.

D) VI. ve VII. 

E) VII. ve VIII.

 

 

 

13.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

A) Bu kitap, ilk basımının üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra, yeniden yayımlandı.

B) Çiçekcinin yeni açtığı dükkân çok iyi çalışıyor.

C) Bir yapıtın kalıcılığını saÄŸlayan birçok etken vardır.

D) Bu romanda yüzyılımızın temel sorunları yansıtılıyor.

E) BaÅŸarılı olmak için düzenli ve sürekli çalışmak gerekir.

 

14.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

 

 A) Bu konudaki kararımı size bildirmeyeceÄŸim.

B) Konuşmasında bu konuya da değinecek.

C) BebeÄŸi bütün gün kardeÅŸi oyalıyacak.

D) Onun bu iÅŸi baÅŸaracağını söyleyebilirim.

E) Onu kime verdiğimi anımsayamıyorum.

 

 

 

15.  Yalnız yapıtlarının içeriÄŸiyle deÄŸil, anlatımındaki ustalık, kullandığı dil ve hareketli anlatım tekniÄŸiyle de edebiyatımızın büyük ustalarından biridir o.

 

Bu cümleyle ilgili olarak aÅŸağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

 

 A) “Yapıtlarının” sözcüÄŸü, hem yapım hem çekim eki almıştır.

B) Ünsüz yumuÅŸamasına uÄŸramış sözcükler vardır. C) BaÄŸlaç kullanılmıştır.

D) Ad tamlamasının arasına sıfat girmiştir.

E) “Yalnız” sözcüÄŸü sıfat olarak kullanılmıştır.

 

 

 

 

16.  (I) Ä°çine kapanmış olan Anadolu daÄŸları, sessizliÄŸini, bilge dalgınlığında sürdürür zamanın akışı içinde. (II) Kendi dilince söyler türküsünü, kendi gönlünce sürer yaÅŸamını. (III) DaÄŸlar vardır, yüreÄŸinden eski uygarlıklar gülümser çağımıza. (IV) Ä°ÅŸte bundan dolayı birçok efsaneyi baÄŸrında yaÅŸatır bizim Anadolu daÄŸları. (V) Anadolu’nun en eski sahiplerinden ÅŸimdikilere deÄŸin olanları anlatır bize.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, çatısı bakımından geçiÅŸsizdir?

 

 A) I.           B) II.           C) III.          D) IV.            E) V.

 

 

 

 

 

 

 

17.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisindeki virgül (,) kaldırılırsa cümlenin öÄŸesinde deÄŸiÅŸiklik olur?

 

 A) Onun gibi, yapıtlarında kendini anlatan sanatçılar da var.

B) O, romanıyla bir ilke imza attığını söylüyordu.

C) KardeÅŸimin, atasözlerini ve deyimleri pek bilmediÄŸi ortaya çıktı.

D) Ona, karşı takımın oyuncularından söz ettim.

E) Yazdığı makalelerde, alıntı yaptığı kaynakları belirtirdi.

 

 

 

 18.  AÅŸağıdakilerin hangisinde iyelik eki aldığı için belgisiz zamir olan, adlaÅŸmış bir sıfat kullanılmıştır?

 

A) Kimi insanlar karlı havada araba kullanmıyor.

B) Size baÅŸka bir gömlek verelim, dedi.

C) Sinemalardaki hiçbir filmi kaçırmazmış.

D) Bazısı iÅŸini ötekilerden erken bitirmiÅŸ.

E) Bugün yine birkaç kitap aldım.

 

 

 

19.  (I) Yüzlerce kiÅŸinin girip çıktığı büyük bir maÄŸazanın önündeki geniÅŸ alanda rastlamıştım ona. (II) Ä°ki karo arasından, ince bir toprak aralığından uzatmıştı boynunu. (III) Arabaların park ettiÄŸi yerde, taÅŸlar arasında, iÅŸi neydi bu taçyaprakları solgun gelinciÄŸin? (IV) Bol topraktan beslenemediÄŸi için yüzü solgun kalan o gelinciÄŸi getiriyorum gözlerimin önüne. (V) Her gün yüzlerce kiÅŸinin otomobilleriyle geçtiÄŸi alanda, kendi dünyasında, ama iyi ama kötü yaÅŸayıp gidiyordu.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi yanlıştır?

 

A) I. cümle, bileÅŸik bir fiil cümlesidir.

B) II. cümlenin yüklemi, öÄŸrenilen (belirsiz) geçmiÅŸ zamanın hikâyesi ile çekimlenmiÅŸtir.

C) III. cümle, birden fazla dolaylı tümleç içeren sözde soru cümlesidir.

D) IV. cümle, içinde ad tamlaması bulunan bir devrik cümledir.

E) V. cümledeki “geçtiÄŸi” sözcüÄŸü isim-fiil eki almıştır.

 

 

 

20.  Hiçbir ÅŸiire baÅŸlarken, bunu umuda, umutsuzluÄŸa, sevince ya da acıya yönlendireyim, diye baÅŸlamıyorum.

 

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu aÅŸağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 

A) Gereksiz yere bağ-fiil kullanılmasından

B) Özne-yüklem uyumsuzluÄŸundan

C) Gereksiz yere dolaylı tümleç kullanılmasından

D) Nesnenin adıl (zamir) olarak kullanılmasından

E) Yanlış baÄŸlaç kullanılmasından

 

 

21.  Sözünü ettiÄŸiniz binayı ne gördüm ne de yerini bilirim.

 

Bu cümledeki anlatım bozukluÄŸu aÅŸağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

 

A) Nesne eksikliÄŸinden

B) Gereksiz yere baÄŸlaç kullanılmasından

C) Tamlayan eksikliÄŸinden

D) Yüklemin olumlu olmasından

E) Tümleç eksikliÄŸinden

 22.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) DoÄŸanın güzelliÄŸidir beni burada en çok etkileyen.

B) Bir ailenin verdiÄŸi insanüstü bir çabanın öyküsüdür bu.

C) Aslında gerçeÄŸin ta kendisidir anlattıkları.

D) Tasarıları arasında ona yer yoktu aslında.

E) Åžimdiye deÄŸin hiç karşılaÅŸmamıştım böyle bir durumla.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

23.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

A) Bu kazada can kaybı yaşanmadı.

B) Söylenenleri pek de onaylamadı.

C) Yapıtları hâlâ unutulmadı.

D) Kimseye bir yararı dokunmadı.

E) İstediği başarıya ulaşamadı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

24.  AÅŸağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluÄŸu vardır?

 

 A) OkuduÄŸu romanda olaylar geliÅŸtikçe onun da heyecanı artıyordu.

B) Bir ÅŸey okurken ya da dinlerken tüm dikkatimi onun üzerinde yoÄŸunlaÅŸtırmaya çalışırım.

C) Hiç beklemediÄŸim bu davranışı karşısında ona nasıl bir tepki göstereceÄŸimi bilemedim.

D) Büyük kentlerde insanlar, sürekli bir koÅŸuÅŸturma içindedir.

E) GeliÅŸme çağındaki gençler, kendinin ve çevrenin yönlendirmesiyle yanlış yapabilirler.

​

​

​

 25.  (I) Resim ve heykel sanatçıları insan elleri üzerinde çok durmuÅŸlardır. (II) OrtaçaÄŸdan bu yana, ressamların yaptığı portrelere baktığınızda gözlerden çok, ellerin öne çıktığını görürsünüz. (III) Gergef üzerinde dolaÅŸan, çenesini avuçları içine alan, vücut boyunca sarkan eller… (IV) MutluluÄŸun parıltısını, kaygıların kaynaÅŸmasını, yaÅŸamaktan usanışı hep bu ellerde görürsünüz. (V) Bundan on binlerce yıl önce insan daha kafasıyla düÅŸünemezken elleriyle düÅŸünmüÅŸ. (VI) Ä°nsan geometri bilmeden su bentleri yapmış, matematik bilmeden parmaklarıyla saymış, sanat ve güzellik üzerine hiçbir bilgisi yokken maÄŸara duvarlarını, bugün usta ressamların bile yapamayacağı resimlerle donatmış. (VII) Bilimsel ve sanatsal yaratılar konusunda övündüÄŸümüz ne varsa

hepsini, insan elinin çaÄŸlar boyunca yaptığı hareketlere borçluyuz.

​

​

26.  (I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduÄŸu kadar yüreÄŸine de seslenme yolunu seçer.(IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doÄŸrusu, okurun, okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını saÄŸlar. (VI) En yüksek coÅŸkuları, estetik tutkulara dönüÅŸtürür.

 

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düÅŸüncenin akışını bozmaktadır?

 

 A) II.          B) III.         C) IV.          D) V.          E) VI.

 

 

 

 

 

 

 

27.  DoÄŸuda daÄŸlar kar altında yatarken bahar geldi daÄŸlarına Ege’nin. YeÅŸille kucaklaÅŸtı toprak; daÄŸ taÅŸ yemyeÅŸil. Sanki papatya denizi Datça, göz alabildiÄŸine uzanan. Bahar kokuyor her yer. Kırlar rengârenk çiçek…

 

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisi söylenemez?

 

A) Doğanın kişileştirildiği

B) Karşıt anlamlı sözcüklerin bir arada kullanıldığı

C) Karşılaştırmaya başvurulduğu

D) Bahara özgü görüntülerin betimlendiÄŸi

E) Devrik cümlelerle anlatımın doÄŸallaÅŸtırıldığı

2005 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Soruları

2005 Üniversite Sınavlarında Çıkmış  Dil Bilgisi Sorularını pdf formatında görüntülemek ve indirebilmek için tıklayınız...

 

28.  Yazdıklarımın herkesçe okunmasını istiyorum. Beni okuyanların, kitaplarımda kendinden bir parça bulabilmesini, yüreÄŸine seslenen bir ÅŸeyler yakalayabilmesini istiyorum. Çünkü önemli olan, okurun, kitapla ve yazarla sıcak bir baÄŸ kurabilmesidir. Bu nedenle olabildiÄŸince duru bir dil, yalın bir anlatım yeÄŸliyorum. Kimi zaman kısa cümlelerim yadırganıyor; ama ben bunu bilinçli olarak yapıyorum. ----; ancak benim seçimim yalınlıktan yana. Bu sadelik içinde okurun yüreÄŸine ve beynine ulaÅŸabiliyorsam ne mutlu bana.

 

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) Ben de bilirim yarım sayfa süren tümceler kurmayı, süslü ve aÄŸdalı bir dil kullanmayı

B) Zaten her konu kendi biçim ve biçemini birlikte getiriyor

C) Ben, sanat yapmak adına anlaşılmaz olmayı seçenlerden deÄŸilim

D) Her yazarın anlatımını renklendiren ilginç söz buluÅŸlarından yararlanırım

E) Yazarken, sözcükleri seçmede ince eleyip sık dokuyorum

 

 

 

 

 

​

 

29.  Edebiyatta olup bitenleri, edebiyatın canlılığını, yazarın verimliliÄŸini hatta yapıtlarının baÅŸarısını ya da baÅŸarısızlığını kuÅŸaklarla, yaÅŸla deÄŸerlendirmek çoÄŸu zaman bizi yanlışlığa götürür. Dostoyevski en büyük iki yapıtından birini, “Karamazof KardeÅŸler”i ölmeden hemen önce bitirdi. Thomas Mann ise gene en büyük iki yapıtından biri olan, “Buddenbrook Ailesi”ni bitirdiÄŸinde daha yirmi altı yaşındaydı. Bu iki yazar da ömürlerinin erken ve geç dönemlerinde baÅŸka birçok kitap yazdılar. Bu örnekler bize ----

 

Bu parçanın sonuna, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) yazarların, yeni dünyalar kurma çabasıyla sürekli bir arayış içinde olduklarını gösteriyor.

B) bir yazarın yapıtlarının hep birbirine benzemesinin yaratabileceÄŸi güçlükleri hatırlatıyor. C) yazarların, yazma ve yaratma gücünün yaÅŸla açıklanmayacak bir olgu olduÄŸunu gösteriyor.

D) yazarların kimi dönemlerde kalıcı ürünler verdiÄŸini; ancak bunu sürdürmenin güç olduÄŸunu kanıtlıyor.

E) yazarların, yeni konular bulduklarında daha çok çalışmaları gerektiÄŸini yansıtıyor.

 

 30.  Ünlü eleÅŸtirmenlerimizden biri: “Deneme yazıyorsanız belli bir birikiminiz, söyleyecek sözünüz olmalı.” diyor. --- Çünkü onun hem engin bir bilgi birikimi hem de söyleyecek pek çok sözü var.

 

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) Kendisi de öyle bir eleÅŸtirmen olmak istiyor.

B) Bu söz o yazarımıza çok uyuyor.

C) Kimileri onun bu görüÅŸüne katılmıyor.

D) Bu nitelikleri taşıyan pek çok sanatçımız var.

E) Bu niteliklerden yoksunsanız eleştirmen sayılmazsınız.

 

 

 

31.  KonuÅŸurken yeterince düÅŸünüp en uygun sözü ve söyleyiÅŸi bulmaya zaman yoktur. Ama yazdığımız bir yazıyı her okuyuÅŸta, o yazıdaki, dalgınlıktan, dikkatsizlikten doÄŸan yanlışları görüp düzeltme; düÅŸünme ve araÅŸtırma eksikliklerini tamamlama, gereksiz bölümleri atma olanağı vardır. ----

 

Bu parçanın sonuna, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) Kısacası her yazarın en çok önem verdiÄŸi nokta, sözcük seçimi olmalıdır.

B) Bunun için yazar, araÅŸtırmayı zorunlu kılan konuları iÅŸlemelidir.

C) Sözün kısası yazar, tümcelerini ayrıntılarla doldurmaktan kaçınmalıdır.

D) Bu nedenle her yazar, yazısını gün ışığına çıkarmadan önce döne döne denetlemelidir.

E) Açıkçası yazar, konuÅŸma dilini deÄŸil, yazı dilini kullanmalıdır.

 

 

 

32.  Güzel yazıya giden yol, bir bakıma doÄŸru yazıdan geçer. Bir sanatçı ne denli özgürce davranırsa davransın yine de dilin bilinen kurallarını bütünüyle görmezlikten gelemez. Kendince birtakım denemelere giriÅŸebilir; sözcüklerin cümle düzenine dönüÅŸmesiyle ilgili sınırları aÅŸan yeni cümle kalıpları oluÅŸturmaya yönelebilir. ---- Bunların üzerine çıkamaz ozanlar, yazarlar.

 

Bu parçada boÅŸ bırakılan yere, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) Aslında baÅŸarıya da ulaÅŸabilirler bu çabalarında. B) Ne var ki belirli bir birikime sahip olmaları gerekir.

C) Bunun için, kendinden önceki örnekleri benimseyerek iÅŸe baÅŸlayabilirler.

D) DoÄŸaldır ki emek ister doÄŸru ve güzel yazmak.

E) Ama yine de dilin yasalarıyla sınırlıdır özgürlüÄŸü.

 

 

 

33.  ---- Bir sözcük tek başınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler taşımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle yan yana geldiÄŸi zaman etkileyici nitelikler kazanır. Kısaca ÅŸunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın saÄŸlamlığı, sözcüklerin seçimine ve bunların yerli yerinde kullanılmasına baÄŸlıdır.

 

Bu parçanın başına, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) Bir yazıya baÅŸlarken akla ilk gelen sözcük en uygun sözcüktür.

B) Dillerin söz daÄŸarcığı birbirinden farklıdır.

C) Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler.

D) DüÅŸünceleri, geliÅŸigüzel söylemekten kaçınmak gerekir.

E) Süslü ve özentili anlatım iyi düÅŸünememekten kaynaklanır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

34.  BaÅŸarılı ÅŸairlerin hepsi, kendilerinden önceki ÅŸairlerin ÅŸiirlerini okuyarak öÄŸrenmiÅŸlerdir ÅŸiir yazmayı. Kendi başınıza da olsa, bir ustanın denetiminde de olsa, ÅŸiir yazmayı öÄŸrenmek için ne yapmanız gerektiÄŸi bellidir: BeÄŸenilen ÅŸiirleri teker teker okuyacak, deÄŸerlendirecek, iÅŸin sırrına varmaya çalışacaksınız. Åžöyle bir okuyup geçmekte deÄŸil iÅŸin sırrı. Her ÅŸairi, her ÅŸiiri ayrı ayrı, titizlikle irdeleyeceksiniz. Sözcükleri nasıl seçmiÅŸ, nasıl birbirine baÄŸlamış? Dizeleri nasıl kurmuÅŸ? Bu türden birçok sorunun yanıtını ararken bütün emeÄŸiniz boÅŸa da gidebilir. Bu nedenle, ----

 

Bu parçanın sonuna, düÅŸüncenin akışına göre aÅŸağıdakilerden hangisi getirilebilir?

 

A) ÅŸairliÄŸe özenen bir insanın ÅŸiiri zevk almadan okuması düÅŸünülemez.

B) ÅŸiir yazanlar, kimi sıkıntılara katlanmanın yanı sıra amacına ulaÅŸamamayı da göze almalıdır.

C) ÅŸiir yazabilmenin ilk koÅŸulu, iyi ÅŸiiri kötüden ayırabilmektir.

D) kötü ÅŸiirler, üzerinde uzun uzun çalışılmadan, deÄŸiÅŸik denemeler yapılmadan yazılanlardır.

E) şiirin yapısını, doğasını kavramamış insanlar, kendilerini şair sanıyorlar.

 

 

 

35.  Yazdığım ÅŸiirleri sesli olarak okurum ilk önce, kulağıma hoÅŸ geliyorsa deÄŸiÅŸiklik yapmam. Ama fazla ya da kulağı tırmalayan sözcükler varsa onları atarım, deÄŸiÅŸtiririm. Çünkü ÅŸiir gereksiz sözcüÄŸü kaldırmaz. Ayrıca, yıllar sonra yeniden okuduÄŸumda, beni ilk günkü gibi etkileyebilecek mi, diye düÅŸünürüm. Öyle ÅŸiirler vardır ki her gün okusanız bıkmazsınız. Yazdığım ÅŸiirlerin de böyle olması için gayret ederim.

 

Bu parçada anlatılanlar aÅŸağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiÅŸ olabilir?

 

A) Åžiirlerinizi yoÄŸunlaÅŸtırmak, kalıcı kılmak için nelere dikkat edersiniz?

B) Eleştirmenlerin şiirlerinizi yeterince değerlendirmemesini neye bağlıyorsunuz?

C) Åžiirlerinizi yazarken okurların beklentisini göz önünde bulundurur musunuz?

D) BaÅŸka ÅŸiirlere, ÅŸairlere öykünmemek için nasıl bir yol izliyorsunuz? E) Åžiirlerinizdeki duygusal zenginliÄŸi nasıl saÄŸlıyorsunuz?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

36.  Bu yazarımız, anılarını anlatırken araya baÅŸka yazarların anılarını, düÅŸünürlerin anılar üzerine söylediklerini de katıyor. Böylece yazdıkları, okurda, anlatılanların içinde oluÅŸturulmuÅŸ yeni bir metin tadı da bırakıyor.

 

Bu parçada sözü edilen yazarın böyle bir yol izlemesinin amacı aÅŸağıdakilerden hangisi olabilir?

 

A) Anı türünün, öteki yazınsal türlerden üstün olduÄŸunu gösterme

B) Kendi yaÅŸamıyla baÅŸkalarının yaÅŸamı arasındaki benzerlikleri ortaya çıkarma

C) Yazılanların yaşanmışlığını kanıtlama

D) Okurlarda, kendi anılarını yazma isteği uyandırma

E) Anlatılanlara, okurun deÄŸiÅŸik açılardan bakmasını saÄŸlama

 

 37.  Büyüklerinin çizdiÄŸi yolda, kendi ülkesinde ve baÅŸka ülkelerde iyi bir öÄŸrenim görmüÅŸtür. GirdiÄŸi her iÅŸte, onları onurlandırıp gururlandıracak baÅŸarılar kazanmıştır. Parasal yönden tam bir özgürlük içindedir. Ancak ne para ne baÅŸarı mutluluk verir ona. Çünkü gerçekleÅŸtirdikleri ve gerçekleÅŸtirmeye çalıştıkları, kendi tutkuları, özlemleri ve düÅŸleri deÄŸildir. Kendisi için çizilmiÅŸ bir yolda yürümüÅŸtür hep; yalnız ve mutsuzdur bu yüzden.

 

Bu parçada anlatılan kiÅŸi için aÅŸağıdakilerden hangisi söylenebilir?

 

A) Varlıklı bir aile ortamında yetişmenin rahatlığını yaşamıştır.

B) BaÅŸarıya ulaÅŸmak için deÄŸiÅŸik sıkıntılara katlanmıştır.

C) EdindiÄŸi varlığı gönlünce harcama olanağı bulamamıştır.

D) YaÅŸamını, baÅŸkalarının yönlendirmelerine göre sürdürmüÅŸtür.

E) GerçekleÅŸtiremediÄŸi düÅŸünceleri, gerçekleÅŸtirebildiklerinden fazladır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

38.  Her yazınsal dil, konuÅŸma dilinin toprağında çiçeklenir. Günlük dilin, konuÅŸma dilinin sıcaklığını örgüsünde taşımayan yazınsal dil, ister istemez donuklaşır, yapaylaşır. Bu gerçeÄŸin ayrımında olan yazarımız, anlatımını konuÅŸma dilinin sunduÄŸu olanaklarla donatıp zenginleÅŸtiriyor. Onun, okunurluk katsayısını yükselten etkenlerden biri de budur. Kısacası, Türkçenin derin sularında yüzen, yazılarını çok yönlü bir deÄŸerlendirmeden geçirerek oluÅŸturan bir yazarımızdır o.

 

AÅŸağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir yargıdır?

 

A) Bir yapıtın deÄŸeri konusuyla ölçülmez.

B) Ancak okurların anlayabildiği yapıtlar kalıcı olabilir.

C) Anlatımları günlük dile dayanmayan yapıtlar baÅŸarılı olamaz.

D) Yazınsal dilin kullanımı yazardan yazara değişir. E) Yazınsal dille oluşturulan yapıtların tadına herkes varamaz.

 39.  Dil, kuralları dilbilgisi kitaplarına sığmayacak kadar karışık, sayısız inceliklerle dolu, büyülü bir iletiÅŸim aracıdır. Esnek, canlı, geliÅŸmeye, deÄŸiÅŸmeye açık bir sistemdir. Bu nedenle dilin kullanamadığımız zenginliklerinin, kullanabildiklerimizden çok daha fazla olduÄŸunu söyleyebiliriz. Bunun içindir ki günümüzde kullandığımız dil, yarınki dilin çok gerisinde kalacaktır. Buna dayanarak ÅŸunu söyleyebiliriz: Bir yandan bugünkü dille iletiÅŸim kurarken bir yandan da ayrımına varmadan geleceÄŸin dilini yaratıyoruz.

 

Bu parçaya dayanarak, dille ilgili olarak aÅŸağıdakilerden hangisine varılamaz?

 

 A) Çok yönlü nitelikler içerdiÄŸine

B) Anlatım gücünün sözcük sayısıyla ölçülemeyeceÄŸine

C) Bir deÄŸiÅŸim süreci içinde olduÄŸuna

D) Sunduğu olanaklardan yeterince yararlanılamadığına

E) Belirli kalıplarla sınırlandırılamayacağına

 

 

 

 

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

40.  Yazar, sözcüklerle oynarken hem bunların diziliÅŸ kurallarının hem de alışılmış kullanımlarının dışına çıkıyor. Bu yüzden de zaman zaman yanlışlar yapıyor. Ancak bunları, yazarın dili önemsemediÄŸinden yaptığını söylemek istemiyorum. Sanıyorum bu yanlışlar onun, alışılmışın dışına çıkma, kendine özgü bir biçem ve söylem yaratma isteÄŸinden kaynaklanıyor. Dilde denemelere giriÅŸiyor. Bu nedenle güncel, yazınsal söylemle, düÅŸünsel söylemi kaynaÅŸtırmaya çalışıyor. Anlatımdaki gevÅŸek dokululuk da bundan, bu kural tanımaz tutumundan kaynaklanıyor.

 

Bu parçadan, sözü edilen yazarla ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

 

A) Anlaşılır olmaktan kaçınmaya çalıştığı

B) Dilde arayış içinde olduÄŸu

C) BaÅŸka yazarlara benzemek istemediÄŸi

D) DeÄŸiÅŸik anlatım biçimlerinden yararlandığı

E) Dili doğru kullanmadığı

 

 

41.  Ä°lgimi, kültürel konulara, yaÅŸadığım kentin tarihine yönelttim. Bu da beni bir tür kedere itti. Ne var ki ben bunun altında ezilmedim. Çalıştım, uÄŸraÅŸtım, kitaplarımı yazdım. Hayatımdan memnunum. Hiçbir arkadaşım benim için “hüzünlü” demez. “Sinirli, enerjik” diyebilir; ama belirgin niteliÄŸim “hüzün” deÄŸil. Olsa olsa ÅŸunu söyleyebilirler benim için: “Kâğıdı, kalemi eline alınca kaleminin ucuna gelenler bunlardır.”

 

AÅŸağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen yazara özgü bir nitelik deÄŸildir?

 

A) Çabuk kızan, hareketli

B) Ürünler ortaya koymak için çabalayan

C) Ä°çinde bulunduÄŸu koÅŸullardan ÅŸikâyetçi olmayan D) Yazdıklarıyla yaÅŸadıklarını örtüÅŸtüren

E) Kendi özelliklerini tanıyan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

42.  Gerçekte tepkileri önemsiyorum; ama onların esiri olmak istemiyorum. Her zaman okurla aramda bir mesafe bırakmaya çalıştım. Bu da hiçbir zaman baÅŸarılı olmamı etkilemedi. Öyle ki kitaplarım otuz dile çevrildi. Bu koÅŸullarda, okuru memnun etme çabasına girmeyi gereksiz buldum; yalnızca kitaplarımı yazmaya çalıştım. Önceleri bunu yaparken zorlanıyordum. Ancak bunda direnince okur, zaman zaman anlamasa da beni kabullendi. Bu da bana çok büyük bir güç verdi. Ben istediÄŸimi istediÄŸim gibi yazarım. Okur da bana ve kitabıma yaklaÅŸacaktır. Yani kitabım, okurun peÅŸinden koÅŸmayacaktır.

 

AÅŸağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen yazarın bir özelliÄŸi deÄŸildir?

 

A) Okurların eleÅŸtirilerini ön planda tutmama B) Okurun, giderek kitaplarını benimsediÄŸine inanma C) Yazın ve yaratma alanında yeni bir çığır açma D) Yapıtlarını kendi düÅŸüncelerine göre biçimlendirme E) Okurla içli dışlı olmaktan kaçınma

 

 

 

  43.  Sanatçıları eleÅŸtirel bir yaklaşımla deÄŸerlendirmekten asla kaçınmazdı. Her birinin iyi ve kötü yanlarını açıkça ortaya koyar, hayran olduklarını bile kıyasıya eleÅŸtirirdi. Bir gün Tolstoy gibi roman yazacağını söyler, bir baÅŸka gün La Fontaine gibi yazmaya yönelir ya da ÅŸiirlerinde halk ozanlarının kalıplarını kullanırdı. SevdiÄŸi, beÄŸendiÄŸi yazarlarla sürekli yarış içindeydi. Bunun için de yazdıklarını hiçbir zaman yeterli bulmazdı. Herkesçe beÄŸenilen, övülen o ünlü yapıtı için yıllar sonra ÅŸöyle demiÅŸti: “Bugün yazsam öyle yazmazdım.” Kısacası o, “Söylemek istediÄŸim en güzel söz, henüz söylememiÅŸ olduÄŸum sözdür.” düÅŸüncesini, yazma ve yaratma ilkesi olarak benimsemiÅŸti.

 

Bu parçadan, sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aÅŸağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

 

A) Yapıtlarında ulaÅŸtığı düzeyle yetinmediÄŸi

B) Okurlarını etkileme ve bilinçlendirme amacıyla yazdığı

C) Kendi eleştirisini kendisinin yaptığı

D) Sanatçılara yönelik düÅŸüncelerini gizleme gereÄŸi duymadığı

E) EtkilendiÄŸi sanatçıların izinde gitmeye çalıştığı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

44.  Eskiden beri çocuk yayınlarında “çocuÄŸa göre” kavramıyla “çocukça” kavramını birbirine karıştırmışızdır. Bu yüzden, çocukların eline verdiÄŸimiz yazılar, yapıtlar, onların yaÅŸantılarına kapalı, sezgi ve düÅŸ güçlerini kamçılamayan, çocukça ürünlerdir. Bunların çoÄŸu, çocuklara, içinde yaÅŸayacakları kurmaca bir dünya sunmaz; onları, kendi dar dünyalarının sınırı dışına çıkarmaz. Kimi kalıplaÅŸmış düÅŸüncelerin aktarımı için birer araçtır yalnızca. Dokularına, yaÅŸamın renkliliÄŸi, zenginliÄŸi sinmemiÅŸtir. Bu nedenle yazılı ve basılı simgeler evrenine karşı, açığa vurulmamış bir nefret geliÅŸtirir çocuklarda.

 

AÅŸağıdakilerden hangisi, bu parçada çocuk yayınlarına yöneltilen eleÅŸtirilerden biri deÄŸildir?

 

A) Şiddete dayalı konuları işleme

B) Okurların anlatılanlarla özdeÅŸleÅŸmesini saÄŸlamama

C) Çocukların düÅŸünce evrenini yeni düÅŸüncelerle geniÅŸletmeme

D) Okurların duygularını besleyen bir anlatımdan yoksun olma

E) Çocukların ilgi alanını göz önünde tutmama

 

 

 

45.  Okur, onun ÅŸiirlerini okurken derine indikçe yeni tatlarla, yeni bulgularla karşılaÅŸacaktır. Sözün gizemli boyutlarının peÅŸine düÅŸecektir. Åžiiri yeniden kurgulayacaktır. Bu anlamda, herkese açık bir ÅŸiir deÄŸildir onun ÅŸiiri. Art alanı alabildiÄŸine geniÅŸ ÅŸiirlerdir. Tarihten felsefeye, deÄŸiÅŸik bilim dallarından devÅŸirilmiÅŸ veriler, bunlarda birer motif olarak çıkar karşımıza. Kimi zaman da bu veriler, imgelere dönüÅŸür; benzetmeler, mecazlar, istiareler biçiminde iç donanımını oluÅŸturur ÅŸiirlerin.

 

AÅŸağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen ÅŸairin bir özelliÄŸi deÄŸildir?

 

A) Anlaşılırlığı güç ÅŸiirler yazma

B) Åžiirlerini yazarken farklı alanlardaki çalışmalardan yararlanma

C) Sanatsal bir söyleyiÅŸe baÅŸvurma

D) Yoruma açık ÅŸiirler oluÅŸturma

E) Anlamca açık ÅŸiirleri deÄŸersiz bulma

 

 

 

 

 

 

​

 

 

CEVAP ANAHTARI

1-D 

2-C 

3-E 

4-B 

5-A 

6-E 

7-D 

8-B 

9-A 

10-C 

11-D 

12-A 

 13-B 

14-C 

15-E 

16-C 

 17-B 

18-D 

 19-E 

20-A 

21-C 

22-B 

23-A 

24-E 

25-D 

26-C 

27-B 

 28-A 

29-C 

30-B 

31-D  

32-E 

33-C 

34-B 

35-A 

36-E 

37-D 

38-C 

39-B 

40-A 

41-D 

42-C 

43-B 

44-A 

45-E

bottom of page