google.com, pub-1772441188610312, DIRECT, f08c47fec0942fa0
top of page

 1. Yalnızca olaya yaslanan; girişi, gelişmesi, sonucu olan; okuyucuyu bir gerilim içinde tutarak az sonra ne olacak sorusunun ardına düşüren bir öykü türüdür Maupassant tarzı öyküler. ____ bu türde yazan en ünlü öykücülerimizden biridir.

 

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki yazarlardan hangisi getirilmelidir?

 

A)Ömer Seyfettin

B) Selim İleri

C) Memduh Şevket Esendal

D) Bilge Karasu

E)Sait Faik Abasıyanık

 

                                              (2012-LYS)

 

 

 

2. Tarih, coğrafya, gezi, dil bigisi gibi çok değişik konularda yapıtlar veren ve son derece üretken bir yazar olan ____ daha çok, denemeleri, musahabeleri, fıkraları, hatıraları ve şarkılarıyla Türk edebiyatında değer ve ün kazanmıştır. Onun bu tarz yapıtları, Türkiye’nin 1890’dan sonraki kırk yıllık sosyal tarihini inceleyecek olanlar için vazgeçilmez kaynaklar arasındadır.

 

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A) Ahmet Rasim

B) Mithat Cemal Kuntay

C) Kenan Hulusi Koray

D) Ali Canip Yöntem

E) Tahsin Nahit

 

                                           (2011-LYS)

 

 

 

3. ____ en önemli özelliklerinden biri de olayların ve insanların dürüst olmayan, kurnaz ve menfaatçi yönlerini arayıp bulmaya oldukça meraklı olması ve bunun sonucunda ister istemez mizaha ve eleştiriye kaymak zorunda kalmasıdır. Neredeyse bütün yazılarında bulunan bu mizah unsuru yüzünden birçok fıkrasını ve hikayesini birbirinden ayırmak güçleşir.

 

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A) Reşat Nuri Güntekin’in

B) Ömer Seyfettin’in

C) Refik Halit Karay’ın

D) Sait Faik Abasıyanık’ın

E) Abdülhak Şinasi Hisar’ın

 

                                            (2011-LYS)

4. Kimi incelemecilere göre, Türk romanının doğuş döneminde roman kişilerine örnek oluşturanlar arasında Hacivat ve Karagöz tiplemelerinin olduğu da söylenebilir. Bu iki tip, modern yazarları oldukça etkilemiştir. Karagöz’ün, toplumsal rolleri üstlenen geleneksel kişinin; Hacivat’ın da Tanzimat’tan sonra sınıfını bulamamış alafranga tipin temsilcisi olarak örneksendiği düşünülebilir. ____ Meftun, ____ Behiç, ____ Seniha, ____ Bihruz kültürel anlamda bir bakıma Hacivat’ın torunlarıdır.

 

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada boş bırakılan yerlerden birine getirilemez?

 

A) Kiralık Konak’taki

B) Şıpsevdi’deki

C) Araba Sevdası’ndaki

D) Sözde Kızlar’daki

E) Küçük Ağa’daki

 

                                             (2011-LYS)

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

19. ve 20. yüzyıl başlarında İstanbul, sahne olduğu hayat biçimleriyle medeniyet değişikliğinin oluşturduğu karmaşayı, çeşitli yönleriyle yansıtır. Ana konu olarak karşımıza çıkan Doğu-Batı ya da eski-yeni çatışması, mekan boyutunda İstanbul yaşamının kalbinin attığı mesirelerde kadın-erkek karşılaşmalarına olanak sağlayan modern hayat, özel hayatı da etkilemiştir. Modern hayat, Beyoğlu vitrinlerinden, önce göz ve gönüllere sonra da konaklara ya da geleneksel yapıya uygun olan evlere sızmıştır. Bütün bu özellikleriyle İstanbul, Tanzimat romanlarında işlenen ana konuların mekanı olmuştur.

 

5.Bu parçada sözü edilenlerle aşağıdaki romanlardan hangisi arasında ilinti kurulamaz?

 

A) Sinekli Bakkal

B) Ayaşlı ve Kiracıları

C) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

D) Mai ve Siyah

E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

 

                                                          (2011-LYS)

 

6. Özgün şiir yazacağım diye dili zorlayanlar, sözcükleri bölüp parçalayanlar var şiirlerinde. Anlamsız olan sözcüklerle yeni bir dil yaratabilirler mi? Kimi şiirlerde de çok abartılı imgelerle güçlendirilmiş yoğun bir şiirsellik çığlık çığlığa kendini öne çıkarıyor. Şiir basit, yalın bir anlatımla da  etkili olabilir. Kimi zaman düz yazıya yakın bir şiir daha ilginç olabiliyor. Öğreticiliğe, manzumeciliğe kaymadıkça… Böylesi, topluma, ortalama okura daha uygun değil midir? Şiirle herkes buluşabilmeli. Bu toplumda yaşayan her bireyin her gün bir şiir okuma gereksinimi duyabileceği bir aşamaya ulaşmalıyız.

 

Bu sözleri söyleyen kişinin, edebiyat tarihimizde yer almış aşağıdaki şiir anlayışlarından hangisine yakın olduğu söylenebilir?

 

A) Yedi Meşaleciler

B) Maviciler

C) Garipçiler

D) II. Yeniciler

E) Toplumcu Gerçekçiler

                                                      (2011-LYS)

7. Aşağıdakilerin hangisindeki yapıt, birlikte verildiği şaire ait değildir?

 

A) Faruk Nafiz Çamlıbel – Gönülden Gönüle

B) Halit Fahri Ozansoy – Cenk Duyguları

C) Yusuf Ziya Ortaç – Akından Akına

D) Orhan Seyfi Orhon – Çobanıl Şiirler

E) Eniz Behiç Koryürek – Güneşin Ölümü

                                                                                 (2011-LYS)

 

 

 

 

 

8. Destan ve mitlerde görülen, insanların bir kahraman oluşturma eğiliminin çağdaş bir tiyatro eserine uygulanışı ve geleneksel tiyatronun modern ögelerle sahneye konuşu olarak nitelendirebilecek eserlerin başında Brecht’in etkisiyle yazılan olan ____ gelir.

 

Bu cümlede boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

 

A) Keşanlı Ali Destanı

B) Bir Adam Yaratmak

C) Susuz Yaz

D) Eski Çarıklar

E) Reis Bey

                                                                              (2014-LYS)

9. Postmodern anlatımının kullanıldığı _____ birçok anlamsız unsurun bir bütüne yürümesini önleyen eksiklikler var. Böylece her okuyucu, eline geçen tanıdık bir ipucunu tutarak görmek istediklerini bu romanda bulmaktadır. Bu bakımdan eserde “ayna” kavramının kullanılması anlamlıdır. Zira okuyucu kendi bilgisini ve hayallerine, bu romanda bulduğu “ayna’lardan birine yansıtmak ve onu eserin bütününe hakim kılmak imkanına sahiptir. Aynı özellikleri Yeni Hayat’ta da bulmak mümkündür.

Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kara Kitap’ta                  

B) Sessiz Ev’de

C) Benim Adım Kırmızı’da

D) Cevdet Bey ve Oğulları’nda                                   

E) Beyaz Kale’de           

                           

                                               (2014-LYS)

10. Aşağıda verilenlerden hangisi , Necip Fazıl Kısakürek’in şiir  anlayışı ile örtüşmemektedir?

 

A) Şiirlerinde korku ve ruhsal burkuntu dikkati çeker.

B) Bireyi ve toplumu sorgulayı bir söylemi vardır.

C) Konu seçiminde geleneğe sıkı sıkıya bağlıdır.

D) Şekil bakımından kusursuzluğu aramıştır.

E) Mistik düşüncelere yer verilmiştir.

                                  

                                                      (2014-LYS)

 

11.  Her kim bu hak için yazar, halkın olur;

        Aydınlatabildiyse eğer, aydın olur…

        Muhtaç değildir eli, altın kaleme:

        Kullandığı her kalem onun, altın olur!

Bu dörtlükte dile getirilen düşünce, aşağıdaki şairlerden hangisinin edebi anlayışıyla örtüşmez?

 

A) Arif Nihat Asya              

B) Namık Kemal

C) Ahmet Haşim                 

D) Mehmet Akif Ersoy                                    

E) Mehmet Emin Yurdakul

                                                      (2014-LYS)

 

 

 

12. Bu şiirleri anlamıyorum ben. Öyle bir kargaşa, öyle bir karıncalanma var ki onlarda, bir türlü asıl şiiri yakalayamıyorum. Çünkü sözcükler köprü olacak yerde köstek oluyor ayağıma; tepeler gibi önüme dikiliyor, ne yapsam aşamıyorum. Durmadan biçim oyunlarıyla çarpışıyorum, öyleyken ben söze giremiyorum. Öze girmek diye bir sorun yok bu şiirler için. Sözcükler özle kaynaşmıyor, dilde yoğunlaşmıyor. Evet bir curcuna bu, başka bir şey değil…

Bu parçada geçen “Bu şiirler” ifadesiyle aşağıdaki oluşumlardan hangisine bağlı olan şairlerin ürünleri kastedilmiştir?

 

A) Mavi Topluluğu        

B) Hisarcılar

C) Fecr-i Ati                    

D) İkinci Yeni                       

E) Garipçiler

                                                       (2014-LYS)

 

 

 

Cevap Anahtarı

1-A  2-A  3-C  4-E  5-B  6-A  7-C  8-D 9-A  10-A  11-C  12-C 

bottom of page